İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Kriz Günlerinde Yatırım Yapmak

Herkese selamlar. Kimi zaman haberleri açıyoruz ve piyasalarda fırtınalar koptuğunu görüyoruz: Döviz kurları uçuyor, borsa düşüyor, insanların gözünde korku ve belirsizlik hâkim. Üstüne bir de siyasi kriz veya küresel bir çalkantı eklendiğinde, çoğumuz “Acaba her şeyi satıp kenara mı çekilsem?” diye düşünür hâle gelebiliyoruz. Eğer siz de böyle dönemlerde yatırım yapmak konusunda kafası karışanlardansanız, yalnız değilsiniz. Çünkü piyasalar kötüye gittiğinde, korkuya kapılmamak gerçekten cesaret istiyor. İşte tam da bu noktada, “kriz günlerinde yatırım yapmak” neden önemli ve nasıl bir fırsat olabilir, buna bakalım istiyorum.

Bu yazıda, siyasi krizler veya ekonomik dalgalanmalar varken yatırım yapmanın neden bazen en kârlı adım olabileceğinden bahsedeceğim. Ayrıca geçmiş krizlerden örnekler verecek, hangi stratejileri izleyebileceğimizi anlatacak ve elbette bu süreçte nasıl soğukkanlı kalabileceğimize dair tüyolar paylaşacağım. Amacım kimseye cesaret vermek ya da hadi borsaya girin demek değil. Sadece, çalkantılı zamanların bazen kaçırılmayacak fırsatlarla dolu olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Öyleyse başlayalım!


1. Kriz Günlerinde Yatırım Yapmak Neden Cezbedici Olabilir?

Ekonomik veya siyasi kriz dönemlerinde piyasalar dalgalı seyreder. Duyguların yoğun olduğu bu dönemlerde fiyatlar bazen aşırı şişer, bazen de gereğinden fazla düşer. İnsanlar paniklediğinde, eldeki varlıklarını düşük fiyatlardan satmaya razı olabilir. İşte bu durum, fırsatları kovalayan yatırımcılar için bulunmaz bir ortam yaratabilir.

  • Ucuza Alım Fırsatı: Kaliteli şirket hisselerini çok daha düşük fiyatlardan bulabilirsiniz. Mesela, normalde 100 liradan işlem gören bir hisse, kriz paniğiyle 60 liraya düştüyse ve siz bu şirkete güveniyorsaniz, uzun vadede önemli kazançlar sağlayabilirsiniz.
  • Piyasada Rekabetin Azalması: İnsanlar korktuğu için alımdan uzak durur. Bu sayede bazı değerli varlıklara ulaşmak daha kolay hâle gelebilir.
  • Uzun Vadeli Kazanç Potansiyeli: Krizler kalıcı değildir. Genellikle, belki birkaç ay belki birkaç yıl içinde sular durulur ve ekonomi toparlanır. O toparlanma sürecine hazır girmek, portföyünüzde büyük değer artışları görmene yardımcı olabilir.

Tabii ki her krizde fırsat vardır diyemeyiz. Önemli olan, gerçekten değerli olanla “elde kalmış” arasında ayrım yapabilmek. Bu yüzden biraz analiz, biraz da piyasaları tanımak büyük rol oynuyor.


2. Geçmiş Krizlerden Neler Öğrendik?

Sanki tarihte hiç kriz olmamış gibi davranmak yanlış olurdu. Dünyanın birçok kez ekonomik ve siyasi çalkantılardan geçtiğini görüyoruz. Geçmişe baktığımızda, pek çok kötü dönemi geride bırakmış olsak da, bu kriz dönemleri cesur ve bilinçli yatırımcılar için fırsatlar yaratmıştır.

15 Temmuz Darbe Girişimi

O gece, darbe girişimi haberi duyulduğunda ülke genelinde büyük bir şaşkınlık ve korku hâkimdi. İnsanlar sokaklara çıktı, sosyal medya çalkalandı ve yaşanan belirsizliğin etkisi finans piyasalarında da sert bir şekilde hissedildi. Darbe girişiminin hemen ertesinde, yani piyasaların ilk açıldığı gün borsa ciddi bir düşüşle güne başladı.

  • Yatırımcılar henüz olayların nasıl bir seyir izleyeceğini kestiremediğinden, borsada önemli satışlar gördük. BIST 100 endeksi ilk işlem gününde yüzde 7-8’lere varan gerilemeler yaşadı.
  • Aynı dönemde Türk Lirası, darbe girişiminin yarattığı güvensizlik ortamı sebebiyle değer kaybetti. Döviz kurları yükseldi ve birçok kişi “Acaba kur daha da artar mı?” endişesine kapıldı.

Elbette böyle çalkantılı bir havada, sadece yerli değil yabancı yatırımcılar da risk almak istemiyor. Bu durum da borsadaki satışları iyice tetikledi. İnsanların kafasında şu sorular dönüp durdu: “Ülkenin siyasi istikrarı ne olacak? Yeni bir girişim olur mu? Hükümet ne yönde kararlar alacak?” Tüm bu belirsizlikler, yatırımcı psikolojisini bozdu ve kısa süreli de olsa borsada sert düşüşler yaşandı.

Şaşırtıcı gelebilir ama bu kadar büyük bir sarsıntı sonrasında piyasa, beklenenden daha hızlı toparlanma gösterdi. Piyasamız o zaman bu kadar derin de değildi ve yabancı ağırlıktaydı. Gerek Merkez Bankasının ve ekonomi yönetiminin aldığı önlemler gerekse ülkenin tamamında birlik beraberlik vurgusu yapılması krizin derinleşmesinin önüne geçti.

2021 Naci Ağbal Krizi

2021 yılının ilk aylarını hatırlarsanız, ekonomi gündemi yine bir hayli hareketliydi. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınması piyasalarda adeta şok etkisi yaratmıştı. İşin aslı, Ağbal göreve geldiğinden beri daha sıkı bir para politikası benimsemiş, faiz artırımlarıyla enflasyonla mücadelede katı bir duruş sergilemişti. Tam “Piyasalar biraz olsun nefes aldı galiba” derken, bir anda kendisini görevden alınmış bulduk. Bu ani değişiklik, yatırımcılar için de sürpriz oldu ve Türk Lirası yine büyük dalgalanmalar yaşadı.

O dönemde insanlar, “Ne oluyor, neden böyle hızlı kararlar alınıyor?” diye birbirine sormaya başladı. Döviz kurları bir gece içinde fırlayıverdi, borsada kayıplar yaşandı. Özellikle “Merkez Bankası bağımsızlığı” ile ilgili soru işaretleri iyice gün yüzüne çıktı. Açıkçası, piyasadaki güven ortamı sarsıldı; zira kimse, politika değişikliklerinin bundan sonra nasıl şekilleneceğini kestiremez oldu.

Naci Ağbal, göreve geldiğinde “Şeffaflık ve öngörülebilirlik” vurgusunu yaparak kolları sıvamış, faiz artırımlarıyla yurt içi ve yurt dışı yatırımcılara “Merkez Bankası enflasyonu ciddiye alıyor” mesajını vermeye çalışmıştı. Piyasalarda, en azından kısa vadede, “Tamam ya, bu kez işler yoluna girecek gibi” diyenler artmaya başlamıştı ki görev değişikliğiyle birlikte tüm bu beklentiler suya düştü. Kısacası, bir gecede gelen görevden alma kararı, Türk Lirası’nın değeri üzerinde ciddi baskı yarattı.

Peki sonrasında ne oldu?

Borsada düşen hacimlerle birlikte fiyatlamalar sağlıklı olmaktan çıkmış oldu. 2021 sonunda ve 2022’de %19’lardan %8.5’lara kadar suni olarak düşürülen politika faizi nedeniyle yeni bir dolar atağı yaşadık. Bu atağı ise KKM adı verilen modern dönemde ilk defa kullanılan bir finansal araçla bertaraf etmeye çalıştık. Bu kısmen işe yarasa da sonuçta zayıf rezervler ve kötü para politikaları nedeniyle doların tekrar zirvesini görmesi engellenemedi.

2022 ortasından itibaren başlayan ralliyle birlikte 5500 puana kadar tırmanan BIST100 endeksi yıllık bazda 1999 yılından beri en yüksek getirisini elde etti. TL bazında %194, usd bazında ise %79 artan endeks birçok yatırımcının portföylerini zirveye taşıdı. O dönemde borsadan çıkan yatırımcılar meşhur 2022 rallisini kaçırmış oldular.


3. Kriz Günlerinde Yatırım Yapmak

“Kriz günlerinde yatırım yapmak” kulağa harika ya da korkutucu geliyor olabilir. Ama lütfen tüm paranızı çekerken ya da herhangi bir hissede alım yaparken iki kez düşünün. Çünkü ortalık toz duman olduğunda hatalı kararlar alma riski de yükseliyor. Nelere dikkat etmelisiniz?

  1. Acil Durum Fonunuz Olsun
    Kriz zamanlarında birden fazla sürprizle karşılaşabilirsiniz: İşsizlik, sağlık masrafları, beklenmeyen giderler… Bu nedenle, en az 3-6 aylık temel masraflarınızı karşılayacak bir nakit rezervi elinizin altında olsun. Böylece hem paniğe kapılmazsınız hem de hisselerinizi satmak zorunda kalmazsınız.
  2. Portföyünüzü Çeşitlendirin
    Tüm parayı tek bir varlık sınıfına (örneğin sadece hisse senetlerine) yatırmak krizde büyük risk. Döviz, altın, eurobond, mevduat/ppf gibi farklı enstrümanlarla sepet yapmaya özen gösterin. Bu sayede riski dağıtmış olursunuz.
  3. Uzun Vadeli Düşünün
    Kriz dönemleri kısa vadeli dalgalanmalarla dolu. Bazen bir haberle piyasa %5 düşer, ertesi gün başka bir haberle %3 yükselir. Eğer her dalgalanmada paniğe kapılırsanız başınız dönebilir. Yatırım ufkunuz birkaç yıl olursa, bu tür iniş çıkışları daha sakin karşılayabilirsiniz.
  4. Değerli Varlığı Seçmeye Özen Gösterin
    Her düşen fiyat “kesin fırsat” değildir. Bazı şirketler zaten zayıftır, kriz döneminde iflasa sürüklenebilir. Bu yüzden, hangi şirketin temelleri sağlam, hangisi gerçekten gelecek vaat ediyor, bunu iyi araştırmak gerekiyor.

4. Kriz Psikolojisiyle Nasıl Başa Çıkarsınız?

Krizin tam ortasındasınız ve fiyatlar hâlâ düşmeye devam ediyor. Bu durumda neler yapmalıyız?

  • Panik Satışı Yapmaktan Kaçının: Eğer uzun vadeli yatırım planlıyorsanız, fiyat düşüşlerini geçici dalgalanma olarak görmeye çalışmak gerekiyor. Eğer temellerine güvendiğiniz bir şirketse, belki daha da düşerse kademeli olarak ekleme yapmak mantıklı olabilir.
  • Haberleri Aşırı Takip Etmeyin: Tabi ki gündemi bilmek önemli, ama her kötü haberde moralinizi bozup panik yapmayın. Her gün bir sürü kötü haber oluyor, bunların hepsini yatırım kararına yansıtırsanız asla rahat edemezsiniz.
  • Stratejinizi Yazılı Hale Getirin: Hangi durumda nasıl davranacağını önceden belirlemek çok önemli. “Eğer X hissem %10 düşerse ekstra alacağım, %20 düşerse nedenine bakacağım” gibi bir yol haritası, kafanızı net tutmaya yardımcı olur.

Kriz dönemlerinde soğukkanlılığını korumak, uzun vadeli yatırımın anahtarı. Bu biraz deneyimle, biraz da kendini tanımakla ilgili. “Ben bu kadar strese gelemem” diyorsanız, daha korunaklı enstrümanlara yönelmek daha doğru olabilir.


5. Kendinize Şu Soruları Sorun

Bir yatırım kararı almadan önce şu sorulara cevap vermek, özellikle kriz dönemlerinde kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlayabilir:

  1. Bu yatırımı kaç yıl tutmaya niyetliyim?
    Kısa vadede mi yoksa uzun vadede mi bu paraya ihtiyacın olacak? Uzun vadeli düşünmek kriz dönemlerinde daha avantajlıdır.
  2. Risk toleransım ne kadar?
    Uykularınızı kaçıran dalgalanmalarla baş edemezseniz, daha güvenli enstrümanlara yönelmeniz daha mantıklı olabilir.
  3. Hedefim ne?
    Pasif gelir mi elde etmek istiyorum yoksa değer artışı mı bekliyorum? Alım amacına göre stratejiniz şekillenebilir.
  4. Kriz gerçekten bir fırsat mı yoksa büyük bir tehlike mi?
    Her kriz farklı. Bazıları “V” şeklinde hızlı toparlanma getirirken, bazıları uzun sürebilir. Global boyutu nedir, yerel boyutu nedir, bunları incelemeden sadece “Düştü, alalım” diyemezsiniz.

6. Sonuç: Krizler Gelir, Geçer ve Hayat Devam Eder

“Kriz günlerinde yatırım yapmak” fikrini en yalın şekilde özetleyecek olursak: Korku zirvedeyken, fırsatlar da genellikle ortaya çıkar. Önemli olan, korkuya teslim olmadan rasyonel karar verebilmek. Evet, bu kolay değil. Etrafınızdan “Aman ha, sakın girme!” sesleri yükselebilir, kimileri “Bekle, daha da düşer” diyebilir. Ama unutmayın ki tarihte de böyle oldu. 2008’de, 2016’da, 2021’de ve daha pek çok çalkantıda… Her defasında biraz farklı dinamikler olsa da, krizler bir şekilde geride kaldı ve cesaretli davrananlar çoğu zaman mutlu sona ulaştı.

Yine de yatırım yapmanın her zaman bir risk olduğunu aklından çıkarmamalısınız. Piyasalar bazen beklentinin aksine hareket edebilir, ya da kriz tahmin edilenden de uzun sürebilir. Bu yüzden, tüm bu öğütleri bir kenara yazarken, kendi finansal durumunuzu ve psikolojik eşiğinizi her zaman ön plana koymanızı öneririm.

En nihayetinde, hepimiz hatalar yapıyoruz. Önemli olan, bu hatalardan ders alarak kendimizi geliştirmek. Krizler, eğitim niteliğinde deneyimler sunar. Zorlu koşullar altında nasıl hareket ettiğimizi görmemizi sağlar.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bay Tutumlu


İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir