Hepimiz ya isimiz geregi ya da gezi amacli bir yerden bir yere seyahat etmek durumunda kaliyoruz. Bu seyahatler ozellikle Istanbul ve Ankara gibi buyuk sehirlerde trafik yogunlugu da varsa iskenceye donusebiliyor. Hepimiz sabah haberlerinde kopru trafigini ya da sikisan sahil yolu haberlerini izliyoruz. Ister serviste olsun, ister kendi araciyla; trafik hepimizin hayatindan dakikalar hatta saatler calmaya gunden gune devam ediyor.
Ben burada sansli azinliga dahil olarak her gun evim ile isim arasini bisikletle gidip geliyorum. Yaklasik 2 km olan yolu genellikle arabamla 10 dakikada alirken(isiklar vs) bisikletle sabah 7 dakikada, aksam ise 12-13 dakikada alabiliyorum(yokus faktoru:)) Esim ise ise biraz daha sanssiz ve servis kullanmak zorunda olup yaklasik 30 dakika suruyor.
Aksam eve geldigimde balkondan E-5 karayolunu gorebiliyorum ve sikisan trafik, calan kornalar, aci yapilan frenlerin insanlarin gunluk yasaminin bir parcasi olduguna her gun sahit oluyorum. Peki bu donguden nasil cikariz?
-
Eger imkaniniz varsa isiniz ve eviniz arasi 10-15 dakikadan fazla olmasin.(tercihen 0-5 km arasi) Bu ozellikle buyuk sehirlerde erisilmesi zor ve oldukca luks bir durum biliyorum fakat ruh sagliginiz icin paradan vazgecmeniz gereken durumlar olabilir.
-
Eger yol musaitse bisiklet kullanin. Sabah ruzgarini yuzunuzde hissedin ve gunesin dogusunun tadini cikarin. Kisin karanlik olan gunler olacaktir, zorlanacaksiniz fakat alistikca vucut bisiklete binmeyi isteyecek.
-
Eger bisiklet mumkun degilse mutlaka servisi olan bir iste calisin. Ozel araciniz ile her sabah yasadiginiz stres ve yorgunluk inanin aldiginiz uc kurus fazla paraya degmez.
-
Kesinlikle cumartesi calisilmayan bir is bulun. Tum haftanin stresini atmaniz gereken haftasonlarini mutlaka kendinize ayirmaya calisin. Pazar gunum var yeter bana diye dusunuyor olabilirsiniz fakat sehir disinda ya da yakin yerlerde yapacaginiz gezi planlarini hep o cumartesi gunu baltalayacak. Ya cok yorgun olup pazar dinlenmek isteyeceksiniz, ya da zaman kisa gelecek degmez diyip gitmeyeceksiniz.
-
Mumkun oldugunca haftasonlarini dogada gecirmeye calisin. Kamp yapmayi aliskanlik haline getirin. Kamp, bedeni ve ruhu dinlendirmenin en ucuz ve etkili yollarindan bir tanesi. Zaten yorulmus ve bunalmis olan ruhunuzu alisveris merkezlerine hapsetmeyin. Biz esimle beraber mutlaka her ay bir kamp yapmaya calisiyoruz. Istanbul cevresinde bircok ucretsiz veya cok cuzi ucretleri olan, dogayla basbasa kalabileceginiz kamp yerleri mevcut.
-
Araba almayin demiyorum, cunku sehir disina yapacaginiz seyahatlerde mutlaka ihtiyaciniz olacak. Mumkun oldugunca az yakan ve bakim maliyetleri uygu olan bir araba tercih edin. Beim su anda Renault marka lpgli bir otomobilim var ve 100 kmde yaklasik 7-8 lt lpg yakiyor. Bircok sehir disi seyahatimizi ve kamplari sadece yakit masrafi harcayarak gerceklestirebiliyoruz.
Peki bu kadar tatava yaptin, rakamlarla konus diyebilirsiniz:) Son 12 ayda ortalama yakit masrafim 685 tl. Buna bakim masraflari ve vergi dahil degil. Bunlari da dahil edersek yaklasik 1000 tl civari bir masraf ediyor. Ulkemizde maalesef yakit cok pahali ve degistirebilecegimiz bir durum degil. Buna ek olarak istanbulda yasayan bizim gibi sanssiz kesimin karsiya gecerken odedigi kopru, feribot gibi ekstra giderlerimiz de mevcut. Gordugunuz gibi yemek masraflarimdan daha fazla ulasima harcamisim. Bu ilk hesapladigimda beni sasirtmisti fakat ithal olan her urunde oldugu gibi burada da doviz fiyatlarinin dezavantajini yasiyoruz.
Sonuc olarak;
Lutfen etrafinizdaki insanlara bakin ve farkinda olmaya calisin. Birileri sizi tuketim cilginligina itmeye calisiyor ve bunu cok da iyi basariyorlar. Alisveris merkezleri ve cafeler yerine dogaya yonelin, cunku oradan geldik ve oraya donecegiz.
İlk yorum yapan siz olun