Bir SUV reklamı vardı, belki hatırlarsınız. Adam iş arkadaşına “hafta sonun nasıl geçti?” diye sorar. Kadın da “Her zamanki gibi geçti. Kitap okudum, müzik dinledim” vs der. Adama “Senin nasıl geçti?” diye sorunca cumadan itibaren yaptığı tüm aksiyonlar, çılgınlıklar bir bir göz önüne serilir. Adam hafta sonunun tadını sonuna kadar çıkarmıştır. Ne de olsa yalnızca 64 saati vardır tüm bu aktiviteleri gerçekleştirmek için.
8-5 mesai bize ancak hafta sonunu bırakıyor yaşamak için. İnsan sadece 64 saatte en fazla ne yapabilir ki? 2019 yılında yapılmış bir araştırma çalışanların %85’inin işlerinden mutlu olmadığını ortaya koymuş. Hafta içi 8-9 saatlik uzun ve yoğun iş temposundan sonra kalan o çok değerli zamanımızı da ev işleri, giyinmek/hazırlanmak ve en kötüsü de yolda/trafikte geçirmek durumunda kalıyoruz. Bütün bu yorgunluğun ardından kendimize ayıracağımız birkaç saat kaldıysa bu zamanı da televizyon karşısında beynimiz uyuşmuş bir şekilde ekrana bakarak geçiriyoruz.
Şunu kabul etmek gerek, çoğu kişi de o reklamdaki adam gibi hafta sonu bize ayrılmış o çok değerli 64 saati ekstrem ve doyurucu aktivitelerle geçirmiyor. Hele de çocuklu bir aile iseniz cumartesileri avmlerin sıkış tepiş koridorlarında mağaza gezmekle veya yemek katlarında sıra beklemekle geçirdiğiniz zamanlar muhtemelen diğer tüm saatlerinizden fazladır. Peki neden böyle oldu? Ve en önemlisi bundan nasıl kurtulabiliriz?
Bu reklamdaki adam yıllar önce izlediğimde bana çok üzücü gelmişti. Öncelikle kafamıza şunu enjekte etmeye çalışıyor. Yetişkinlik hayatın muhtemelen emekli olana kadar böyle geçecek. Eğer kurumsal bir yerde çalışıyorsan ve haftada kendine ayıracak 64 saatin varsa şanslısın. Bunun kıymetini bil. Çünkü 65 yaşında emekli olana kadar kendine ayırabileceğin zaman işte bu. Haftada 64 saat ve eğer şanslıysan tüm yıl parasını taksitle ödeyeceğin 1 haftalık yaz tatili. 65 yaşında emekli olduğunda da muhtemelen bu outdoor işlerini fazla yorucu bulacaksın. O yüzden şimdi o SUV aracını almanın tam zamanı! Hadi hemen 60 aylık vade ile kredi çekmek için başvur!
Reklamın ikinci ilginç bulduğum yönü ise maceracı beyaz yakanın eşi ve çocuklarını evde bırakıp off-road yapmaya gitmesiydi. Hepimiz biliyoruz ki bu pek mümkün değil. Eşiniz 2 çocuğa bakarken hafta sonu evden 2-3 saatten fazla uzak kalmanın boşanma avukatlarından gelen bir yazı ile noktalanma ihtimali yüksek:) Bu reklamı yapanlara ve o adama finansal özgürlük kavramını anlatmak isterdim.
Haftaiçi İçin Yaşamak
Herkes gibi 8-5 mesai yaptığım zamanlarda favori zamanlarım benim de herkes gibi haftasonları idi. Eşimle çocuğumuz da olmadığı için her hafta bir yerlere giderdik. Ve bu gezilerin neredeyse hiçbirisi avm gibi kalabalık mekanlar olmazdı. Çoğunlukla kamp, doğa yürüyüşü ya da en kötü ihtimalle sahilde bir kahvaltı şeklinde haftasonunu değerlendirirdik. Kurumsal hayatı bıraktıktan sonra ise favori zamanlarım sessiz sakin hafta içlerine dönüştü. Saat 10-11 arası kimse yokken kızımla park gezintileri artık yeni gözdem. Sadece bunu yaşamak için bile finansal özgürlük yolculuğunda çabalamaya değer!
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bay Tutumlu
O kadar içindeyiz ki bu koşturmacanın farkına bile varmak çok kıymetli. Bir süredir sizin gibi güzel insanları ve paylaşımlarını takip ederek finansal özgürlüğümü elde etmeye çalışıyorum. Ufuk açıcı bir yazı. Yüreğinize gönlünüze sağlık 🙏
Çok teşekkür ederim Aydın bey, beğenmenize sevindim. Finansal özgürlük yolculuğunuzda başarılar dilerim.
Ben teşekkür ederim ufkumuzu açtığınız için
kaleminize, emeğinize sağlık. en kısa zamanda bu cendereden çıkmanın hayallerindeyim
Selamlar kaleminize sağlık ufak bir geri bildirim vermek istiyorum blogunuzun text fontunu light dan regular veya mediuma alırsanız daha rahat bir okuma deneyimi sunacağını bildirmek istiyorum saygılar .
Merhaba Emir bey, kullandığım temada font özelleştirme seçeneği yok sanırım. Kullanıp beğendiğiniz bir tema önerebilir misiniz?