Herkese selamlar. 1 ayın daha sonuna geldik. Finansal özgürlük yolculuğuna başlayalı tam 89 ay, hedefime ulaşalı ise 26 ay geçmiş. Geçtiğimiz ay portföy raporu hazırlayamadım o yüzden bu raporda 2 ayın gelişmelerine yer vereceğim.
Kasım ayı ailemiz açısından oldukça sıradan geçti. Yeni evimize iyice alıştık ve ufak tefek dekorasyon işleri haricinde eksiklerimizi tamamladık. Çalışma alanım da oldukça güzel oldu. Şimdi yeni bir kitaplık arayışındayım, onu da bulabilirsem güzel bir köşe oluşturmuş olacağım. Her zaman belirlediğim rutinime devam ediyorum çünkü rutinin nimet olduğunu düzeniniz bozulunca anlıyormuşsunuz:)
Her sabah kızımı okula bıraktıktan sonra spora gidiyorum. Spordan gelip kahvaltı ettikten sonra da o günkü işlerimi yapmaya koyuluyorum. Günlük ortalama 3-4 saat arası çalışmakla geçiyor. Bunun büyük kısmı da sürekli olarak bir şeyler okumak ve izlemekle geçiyor. Ülkemizde ve dünyada sağ olsun yeni gelişmeler bitmek bilmiyor, bana da okuyacak bol bol materyal çıkıyor.


Şimdi güncel gelişmelere dönelim. Ekim ayında FED beklentilere paralel olarak 25 puanlık bir indirim yaptı. Aralık ayında bir toplantı daha olacak. 25 puanlık bir indirim daha cepte gibi. Sonrasına ise 2026’da bakacağız. Ocakta serbest bırakılıp mart toplantısında 25 puanlık bir indirim söz konusu olabilir. O zamana kadar köprünün altından çok sular akar. Trump yerinde durmuyor zaten. Şimdi de nükleer denemelerin tekrar başlatılması gerektiğini savunan açıklamalar yapmaya başladı. Özellikle Çin’in son yıllardaki nükleer silah sayısını artırma çabalarına karşı bir gözdağı hamlesi olarak düşünüyorum. ABD en son nükleer denemesini 1992 yılında gerçekleştirmişti.

Rusya-Ukrayna tarafında ise barış rüzgarları esiyor. Ben ilk etapta bu savaşın yıllar sürecek bir gerginliğe dönüşeceğini düşünüyordum fakat Trump buradaki savaşı komple bitirmeye kararlı gibi. Tüm ülkelerin artık daha bireysel düşünmeye başladığı bir döneme giriyoruz. Petrol ve doğalgaz fiyatları bu haberin ardından baskılanmaya devam ediyor. Neste marjlarında da son dönemde gördüğümüz büyük oranda Ukrayna’nın Rusya rafinerilerine yaptığı saldırıdan dolayı gerçekleşen yukarı yönlü hareketin sert şekilde geri çekildiğini görüyoruz. Umarım buradaki savaş en kısa sürede biter. Hem tüm dünya için hem de ülkemiz özelinde enerji fiyatlarında geri çekilmeye neden olacağı için dezenflasyonist etki yaratacaktır.

Yurt içine baktığımızda ise enflasyonun yine beklenti üzeri geldiği ekim ayının ardından kasımda olumlu sinyaller bizi bekliyor. Ekim ayında %2.55 gelen enflasyon moralleri bozmuştu. Kasım İTO ise %1.19 gelerek dezenflasyonun devam ettiği konusunda ümitleri yeşertti. Bu sefer baz etkisi çok fazla yardımcı olmayacak olsa da 2026’dan itibaren artık aylık bazda %2’nin altını düzenli olarak görmemiz gerekiyor.
Portföy Durumu
BTC Alımı
Lafı fazla uzatmadan portföy durumuna geçeyim. Ekim ve kasım aylarında portföyde önemli değişiklikler yapmadım. Var olan hisselerimden değiştirdiğim olmadı. Sadece Bitcoin’in oldukça sert düşüşünden faydalanmak için portföye %1 oranında BTC ekledim. Eğer bu seviyelerde kalmaya devam ederse düzenli olarak azar azar ekleme yapmayı düşünüyorum. Portföyde maksimum %5 oranına kadar çıkabilirim.
Bitcoin alma sebeplerimi belki ayrı bir yazıda detaylı olarak anlatırım. Şu ana kadar nakit akışı üretmeyen veya ederini hesaplayamadığım assetleri portföyüme eklememekte ısrarcıydım. Bu kuralımı ilk olarak altın ile bozdum şimdi ise btc ile.
Hepimiz yatırım hayatımız boyunca sürekli olarak gelişiyoruz ve değişiyoruz. Yatırım tarzımız da buna uygun şekilde evrim geçiriyor. Eskiden bir assetin nakit akışı üretmesi benim için olmazsa olmaz iken şu anda diğer varlıklarla korelasyonu düşük seyreden ve direnç varlığı diyebileceğimiz varlıklarla çeşitlendirme yapmak da mantıklı geliyor.
Direnç varlıkları konusunda şu podcast bölümümüzü dinlemenizi tavsiye ederim.
https://podcasts.apple.com/tr/podcast/radikal-portf%C3%B6y-teorisi-f%C3%B6k-27/id1589766878?i=1000722924440
Direnç varlıklarına örnekler verecek olursak, gayrimenkul(arsa veya ev), altın, sanat eserleri ve bitcoin bu varlık sınıflarına giriyor. Ben portföyüm büyüdükçe piyasayla birlikte hareket eden uyum varlıklarımın yanına az miktarda direnç varlıkları da eklemeye çalışacağım. Bu bir anlamda kötü gün dostu, güvenli limanlar oluşturma amacının bir sonucu benim için. %1 çok küçük bir oran tabi. Hala ayağımı suya sokup alışma sürecindeyim:)
Hisse Senedi Portföyü
Şimdi hisse senedi portföyünü paylaşayım ardından eurobond tarafına geliriz. Bahsettiğim gibi hisse tarafıbda önemli değişiklikler olmadı. Migros, Tüpraş ve Ford Otosandan temettü aldık. Temettüleri nakit olarak tutmayı tercih ettim, geri yatırmadım.
Enflasyon ve faizin düşmeye devam etmesi benim için önemli çünkü portföyüm perakende ve sigortayı saymazsak büyük oranda faiz düşüşünden olumlu etkilenecek sektörlerden oluşuyor. Aslına bakarsanız perakende ve sigorta bile faiz düşüşünden olumlu etkileniyor çünkü perakendede pos komisyonları, sigortada ise portföy büyümeleri faiz düşüşüne korele.

Eurobond Portföyü
Eurobond portföyünde bu ay %15 oranında kesintiye gittim. CDS’imiz 233 puan ile son 7 yılın en düşük seviyesine geldi. Bu fırsatı değerlendirerek buradaki karlarını realize etmek istedim. Tabi bir miktar vergi çıkacak bunu da mart ayında beyan edip ödeyeceğim. Bu ay toplamda 457.5 $ kupon ödemesi alarak yılı 6587 $ kupon geliri ile kapatmış oldum.

ABD Portföyü
ABD tarafında düzenli etf toplamayı sürdürüyorum. Gerek gelen etf temettüleri gerekse eurobond kuponlarıyla ufak ufak VOO almaya devam ediyorum. Ayrıca Russell 2000 etf’leri de takibimde. Bunlardan da fırsat gelirse yakın zamanda alım yapmayı düşünüyorum.

Toparlayacak olursam,
BIST100’ün %1.3 arttığı ekim ve kasım ayında toplam portföyüm %3.6 değer kazandı. Usd bazında artış ise %1.56 olarak gerçekleşti. Umarım 2025’in geri kalanı ve 2026 tüm finansal özgürlük yolcuları için bol kazançlı ve bereketli geçer.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Bay Tutumlu

İlk yorum yapan siz olun